Pontus ve Küçük Asya üzerindeki hakların devri veya devredilmemesi hakkında

Pontus ve Küçük Asya üzerindeki hakların devri veya devredilmemesi hakkında

Hiç kimsenin bir başkasının yerine kendisininkinden daha fazla zarar vermeyeceğini genel bir prensip olarak kabul edelim. Ve bir önceki yüzyılda işlenen ve bugün bile cezasız kalan bir suçun işlendiğini kabul edelim.

Hipnoz halindeki mülteciler

Ve nasıl ki çocuklar bazen yaramazlık yapmasınlar diye zorbalığa maruz kalıyorlarsa, Myrophora Efstathiadou’nun yerinde bir şekilde adlandırdığı gibi, kötü bir üvey anne olan Yunanistan da bizi bir yüzyıldır sürekli olarak Türkiye’den gelecek bir saldırı tehdidi ve terörü duygusu altında tutuyor. Yunanistan bu koşulları sürdürmek için sürekli olarak yüzeyini kazıyor. Sizi bilmem ama Allah’ın bana bahşettiği yarım asırda sürekli Türk-Yunan savaşı tehdidi altında yaşıyorum. Artık bana dokunmuyor bile, günlük hayatımın bir parçası haline geldi. Sabah uyanacağım, kahve içeceğim, Yunanistan’a yönelik Türk saldırısı tehditlerini kabul edeceğim, öğle yemeği pişireceğim vb. Bu iklimin Küçük Asya ve Pontus’tan gelen mültecilerin torunlarını hipnoz altında tutmak için sürdürüldüğü söylenebilirta ki tam asimilasyon ve evlilik yoluyla soy bağının zayıflaması nedeniyle bu niteliklerinin artık hiçbir önemi kalmayana kadar.

Hakların devri hakkında

Eleftherios Venizelos’un, dostu Mustafa Kemal’le birlikte bizi getirdiği ustalık durumu, ancak üzerimize taktıkları Yunan milliyetçiliği maskesini çıkarırsak, hepimiz tarafından hain olarak nitelendirilebilir. Hele ki onun özel vatanı Girit’e dair bu kadar başarılı açıklamasıyla karşı karşıya kalırsak, aradaki farkı daha iyi algılayabileceğimize inanıyorum:
Üç yüz bin Giritliden biri olarak sana hakkımı vermiyorum ki, ülkemin ulusal politikasını tek başına sen istediğin gibi düzenleyebilirsin. Eleftherios Venizelos
Üç yüz bin Giritliden biri olarak, ülkesinin ulusal siyasetini düzenleme hakkını başkasına devretmeyen bu kişi, Anadolu’da ve Pontus’ta şimdiye kadar işlenen en büyük suçu, hiç kimse ona bu hakkı vermeden işlemeye kendini layık görüyordu. Bu kadar yüzyıllık Türk hakimiyeti sırasında Anadolu’yu ve Pontus’u Türkler bile bu kadar yok etmeyi başaramadılar.

Hiçbir bilge iki kez günah işlemedi

Ders kitaplarının Yunanistan’ın en büyük diplomatik zaferi dediği Sevr Antlaşması’yla Eleftherios Venizelos’un imzaladığını gördüğümüz satış bize yetmediği için (ve bir düzine Trabzonlu öğretmenin de bir işaret olarak bakanlık önünde kitapları yaktığı görülmedi) Protesto nedeniyle) Küçük Asya’nın tamamını ve Pontus’u yerli Rum sakinlerinden boşaltmak ve onları nüfusun büyük bir kısmını yok eden bir maceraya sürüklemek için Lozan Antlaşması ile satışları tekrarlamak zorunda kaldılar. Venizelos’un Halk Mübadelesi’ni imzalayarak 500 yıllık esarette Türklerden daha fazla Hıristiyan öldürdüğü söylenebilir. Borsada ölenlerin sayısı çok fazla. Ve ölen kişinin malları da elbette Yunan devletine devredildi. En azından bir kazancı vardı.
silalitirio Περί εκχωρήσεως ή μη, δικαιωμάτων επί του Πόντου και της Μικράς Ασίας
Ve Anadolu ve Pontus mülteci mitinglerine bile aldırış etmedi. Çünkü bağırışlar, protestolar ve mitingler vardı ama bunların Giritli olmadığı belliydi, bu yüzden onlara aldırış etmedi.
sygkentrosi_prosfygon21-1-1923 Περί εκχωρήσεως ή μη, δικαιωμάτων επί του Πόντου και της Μικράς Ασίας
Çünkü öyle görünüyor ki, yalnızca Giritliler başkalarının kendi topraklarının ulusal politikasını gönüllü olarak düzenleme hakkını vermiyorlar. Diğer tüm sıradan ölümlüler için başkaları karar verir, tercihen Giritliler.

Share this content:

Leave a Comment

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir